27 Kasım 2016 Pazar

İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı



19 Eylül 2016 tarihinde TÜİK'in yayınladığı Haziran 2016 İşsizlik Raporu'na göre, Türkiye'de işsizlik oranı %10,2 seviyesinde. Uzmanlar, 2016 yazında gerçekleşen Turizm Krizi'nden sonra bu oranın daha da yükseleceğini öngörüyor.

Türkiye'nin bitmeyen dertlerinden bir tanesi, işsizlik. Ben çocuktum, enflasyon canavarı ve işsizlik oranları vardı. Artık ülkeye katkı sağlayacak bir birey oldum, hala enflasyondan ve işsizlikten yakamızı kurtaramadık. Sanırım benim çocuklarım da aynı haberlerle büyüyecekler bu ülkede.

2001 Ekonomik Krizi'nde 11 yaşındaydım ve neler olduğunu bir gün sonra okul servisinde arkadaşımdan öğrendim. Doların bir günde iki katına çıktığını, bütün bunlara da Cumhurbaşkanı'nın Başbakan'a Anayasa Kitabı fırlatması yüzünden olduğunu söylediğinde, bu kadar saçma bir şeyi o yaşıma kadar duymadığımı düşünmüşüm. Aslına bakarsanız, kitap fırlatılmasıyla ekonomik krizin çıkıp, bütün ülkenin bir gecede fakirleşmesini hala toplum olarak aklımız almıyor.

İşte o yılların hikayesi İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı. İş bulma sürecinde askerlik önüne engel olmasın diye İTÜ Meteoroloji Mühendisliği'ni bitirip hemen askere giden ve döndüğü gün Anayasa Kitapçığı Krizi ile uyanan bir Türkiye'de iş arayan, yeni mezun, müzmin bir işsizin hikayesi.




Ekonomik krizde iş arayan yeni mezunun trajikomik hikayesi... Çok basit bir özet gibi karşımıza çıksa da, yukarıda bilgisi verilen %10,2'nin içindeki yığınlarla konuştuğunuzda oyundaki hikayeler hakkında sayısız spoiler yersiniz. Bu yığın tarafından her gün yaşanan depresyon hali, utanç, delilik ile aklı selim arasındaki gidip gelmeler... Teğet geçtiği söylenen ve/veya son günlerde 3,5'leri gören dolardan sonra adı konulmamış krizlerde iş arayan; atanamayan öğretmenler, yeni mezunlar, "Fıtrat" denilerek cinayete kurban giden işçiler, her an kapının önüne konulma korkusu yaşayarak çalışan asgari ücretliler. Bu insanların hayat hikayelerinin damıtılmış hali aslında İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı. Nereden mi biliyorum? Tecrübeyle sabit. 2001 krizinden örnekler verse de hala güncelliğini koruyan bir eser yani. Telefon şirketlerinin "Arandıkça Kazan" kampanyalarının hatırlatılması ise yüzünüzde tatlı bir nostaljik tebessüm oluşturuyor.

Oyundaki performanslara bakacak olursak, tek oyuncu, Berkay Tulumbacı'nın şahane oyunculuğu ile karşı karşıya kalıyoruz. Tek kişilik gösteri tadındaki bu oyunda yaklaşık 7-8 karakteri canladıran, üstelik bunlar arasındaki geçişleri şahane gerçekleştiren, 91 doğumlu oyuncunun 1 saat 40 dakikalık performansı tek kelimeyle dört dörtlük. Duygusal sahneleri de esprileri de o kadar tadında oynuyor ki, performansı boyunca terleyen gömleği, size emeğin kutsallığını hatırlatıyor. Tek kişilik bir oyunda performansLAR dememin sebebi ise, ışıkçısından sesçisine kadar oyun ekibinin de oyunu yüceltmek için çok iyi görev dağılımı yaptığını söylemek. Oyuncunun, seyirciyle diyaloga girdiği sahneler kurgu mu yoksa doğaçlama mı, bunu oyuna tekrar gittiğimde öğrenebilirim. Bu oyun, tıpkı İstanbul Devlet Tiyatroları'nın bir diğer oyunu olan Profesyonel gibi, tekrar tekrar izlenmeyi hakediyor.




Devlet Tiyatroları'nda oyun biletleri 13 gün öncesinden satışa çıkıyor. Yani, yapmanız gereken, aralık ayının oyun programına bakıp almaya karar verdiğiniz oyuun tarihinden 13 gün önce saat 10.10'da siteye giriş yapmanız. Çünkü, 1-2 kişilik yer bulabilmeniz olası olsa da, 4-5 kişilik bir arkadaş grubuyla gitmeniz için yer bulmak hayli sıkıntılı. En pahalısı 10 TL olan biletlerden alabilmek için, elinizi çabuk tutmanız gerekli. 

Özetle, İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı, özellikle iş arayan üniversite mezunlarının ve ailelerinin gitmesi gereken bir oyun. Yaşadıkları süreçte yalnız olmadıklarını, aslında hemen herkesin benzer şeyler yaşadığını görmeleri adına antidepresan niteliğinde. Oyuna gitmek için illa ki işsiz olmanıza gerek yok. Keyifli ve kaliteli bir akşam geçirmek için kesinlikle tercih edebilirsiniz. Eğer işverenseniz, belki de o mülakatlarda yadırgadığınız karşınızdaki gencin garip hareketlerinin sebeplerini öğrenebilirsiniz.

İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı
Senaryo: Ali Cüneyd Kılıçoğlu
Yönetmen: Elif Erdal
Oyuncu: Berkay Tulumbacı
link: http://www.devtiyatro.gov.tr/programlar-sehirler-istanbul-detay-ikinci-dereceden-issizlik-yanigi.html

Erken Kaybedenler - Emrah Serbes



Her Temas İz Bırakır: Behzat Ç - Bir Ankara Polisiyesi'nin yazarı Emrah Serbes'ten, hap niyetine okunacak eğlenceli bir kitap. 2016 Tüyap Kitap Fuarı'nda Emrah Serbes'in imza sırasında başladım kitaba. Zaten %80'i de aynı gün bitti. Birbirinden sevimli 8 hikayeden oluşan kitap, yine birbirinden sevimli 8 veletin kaleminden anlatılıyor. Üst kuşakların çocukluğundaki güzel anıları hatırlaması için adres nasıl ki Sunay Akın'ın Oyuncak Müzesi ise, bizim 90'lar kuşağının adresi ise bu kitap diyebilirim. Belki de, bütün herkesin çocukluğu benzer geçiyordur, kim bilir?

Emrah Serbes, 8 tane ergen erkek çocuğun ağzından yazdığı hikayelerde, size "ulan böyle bir şey vardı" dedirtecek kadar çok tespit var. Benim en çok güldüğüm ise, mahalle tüpçülerinin yıllar içinde sattıkları tüplere benzemesi. Kitaptaki uzun cümleler, bir daha okumanıza gerek kalmayacak kadar temiz bir edebi dille yazılmış. Uykusuz ya da Penguen'de, Fırat Budacı'nın "Kendimi durduracak değilim" ya da Umut Sarıkaya'nın "Benim de söyleyeceklerim var" tarzı yazıları seviyorsanız kesinlikle beğeneceğiniz hikayeler. Tembellik yapmak istediğiniz bir haftasonu, zamanınızı daha kaliteli geçirmek isterseniz, 2-3 saatinizi ayırarak bu kitabı okuyun.

Erken Kaybedenler - Emrah Serbes (2009)
12. Baskı (2012)
İletişim Yayınları

Şeytanı Uyandırma - John Verdon



10 yıl önce işlenmiş seri cinayetler, mesleğe atılma heyecanını taşıyan gazeteci bir genç kız tarafından tekrar gün yüzüne çıkıyor. Genç kızın evinde yaşanan garip olaylar, seri cinayetlerin ardında kalan "Cinayet Yetimleri" ve ünlü dedektifimiz Dave Gurney'in olaya dahil olmasıyla birlikte tekrar başlayan cinayetler... Bazen bir merdiven altında bazen bir kabusun uykudan uyandıran anında duyulan fısıltı: Şeytanı uyandırma!

Aklından Bir Sayı Tut ile başlayan serüven devam etmekte. Serinin birinci kitabında detaylı olarak verilen karakter analizleri ikinci kitapta (Gözlerini Sımısıkı Kapat) kabul edilebilir ölçülerde kalınca serinin devam edeceği kaçınılmazdı. Gözlerini Sımsıkı Kapat'ın yazısını yazamasam da, cinayet kurgusu açısından oldukça sıradışı olduğunu söylemekte fayda var. Şeytanı Uyandırma'ya geldiğimizde ise, kitaplar her ne kadar birbirinden bağımsız devam etse de, Gurney'in, hatta karısı Madeleine'in hatta ve hatta dedektif Gurney'in gizli ortağı Hardwick'in karakterlerini bilmek için seriyi baştan okumanızı tavsiye ederim. Ayrıca, Gurney'in cinayeti soruşturmaya karar verene kadar içinde bulunduğu Behzat Ç. vari depresyon halinin ve geçirdiği kazanın nedenleri de ikinci kitap olan Gözlerini Sımsıkı Kapat'da.  

Kusursuz kurgulanmış bir seri cinayet vakası 10 yıl sonra Kim Corazon'un bitirme tezine fikir verir. Gurney'in "sadece şöyle bir bakmak" için araştırdığı konunun, derinleştikçe içinden çıkılması güç bir seri cinayet vakası olduğu ortaya çıkar. Kusursuz işlenen cinayetlerin nedenini öğrenebilmek için eldeki kanıtlar ise sadece varsayımlar ortaya atmaya yetebiliyor. İşte böyle içinden çıkılmaz bir durumla karşı karşıya olan Gurney'in soğukkanlılığı ve olaylara yaklaşımı sizi kitaba bağlıyor. Ve yine, John Verdon'ın sizi bir polisiye filmdeymişçesine kitaba bağlayan dili, kitabı elinizden düşürmenize olanak tanımıyor.

Aklından Bir Sayı Tut'ta tahmin ettiğim katillerin hiçbiri, tabi karakterlere olan yabancılıktan dolayı, tutmamıştı. Gözlerini Sımsıkı Kapat'ta kurgu o kadar etkileyiciydi ki, son sahneye kadar katilin kim olabileceğine dair en ufak bir öngörüde bile bulunamadım. Şeytanı Uyandırma'da ise -Gurney'in önümü açmasıyla- cinayetlerin nedenini yaklaşık olarak tahmin etmeme rağmen katili tahmin etmekte yanıldığımı itiraf etmeliyim. Yine de kitaplardaki bütün süreci, Gurney'in bildiği kadarıyla biliyorsunuz. Yani, Gurney size bir zanlı vermeden, bir zanlı yaratmanız çok mümkün değil.

Aklından Bir Sayı Tut ile tanıştığımız, sıra dışı cinayetleri romanlarında kurgulayan ve size polisiye bir film izliyormuş hissi uyandıran Jonh Verdon, "filmi çekilesi kitaplar" listenize bu kitabı da eklemenize neden olacak kadar iyi bir eser bırakmış. Kitapların performans sıralamasını yaparsak eğer, Gözlerini Sımsıkı Kapat, cinayet kurgusu sayesinde kesinlikle ilk sırada gelir. Sıradışı tarzı ile tanışma ve gerçekten etkileyici polisi yanıltma yöntemleri açısından Aklından Bir Sayı Tut'u ise ikinci sıraya yerleştiririm. Şeytanı Uyandırma ise, ipuçlarını bulmak için barındırdığı zekice bağlantılar olmasına rağmen, belki de devam filmlerinde olduğu gibi beklenti çıtasını yukarıya taşımaktan olsa gerek, beklentilerimin altında kalarak listenin üçüncü sırasında yer alır. Ticari kaygıyla yapılan devam filmleri gibi roman yazılacağını tahmin etmiyorum. Çıtanın yükselmesi sebebiyle beklentileri karşılayamamış bir kitap mı yoksa devam kitaplarında beklentiyi düşük tutup beğeniyi arttırmayı sağlamak amacıyla yapılmış bir edebiyat hilesi mi? Kitapları güncel takip etmediğimden dolayı, alınan tepkileri ve reaksiyonları bilemediğim için bu soruların cevabı benim için bir muamma. Yine de okuması keyifli, toplu taşıma kullandığınız zamanlarda bile okuyarak birkaç haftada bitireceğiniz zevkli bir kitap. Bakarsınız bu yazıdan sonra sizin beklentileriniz düşer ve benden daha fazla keyif alırsınız :)


Not: Kitabın ilk basımları uluslararası orjinal kapağıyla yayınlanmış. Ardından Koridor Yayıncılık tekrar "Beyaz Kapak"lı basımlara geçmiş. Bu bilgiyi 2016 Tüyap'ta Koridor Yayıncılık standından edindim, iyi bilgi :)

Şeytanı Uyandırma (Let the Devil Sleep) - John Verdon (2012)
Çeviri: Ender Nail
1. Baskı: 2012
Koridor Yayıncılık