Bir gün posta kutunuzda kırmızı dolma kalemle ve özenli el yazısıyla yazılmış bir mektup bulsaydınız ve size 1'den 1000'e kadar aklınızdan bir sayı tutmanızı söyleseydi, ardından tuttuğunuz sayıyı zarfın içindeki diğer mektupta görseydiniz ne düşünürdünüz? Ya da bir telefon görüşmesinde mektubu yollayan kişi bir sayı tutmanızı ve ardından posta kutunuza bakmanızı söyleyseydi ve posta kutunuza baktığınızda tuttuğunuz sayının yazılı olduğu bir mektup daha alsaydınız?
Bir cinayet romanı okumanın en zevkli yanı herhalde katil yakalana kadar neyi,neden, nasıl yaptığını merak etmekle geçer. İste John Verdon ilk romanında size bu heyecanı fazlasıyla yaşatıyor. Özellikle diyaloglarda -kitaptan aklımda kalan cümleyle- "virajları hızlı almak" daha doğrusu tempoyu yüksek tutmak için elinden geleni yapmış. Özellikle karşılıklı konuşmaların olduğu sayfaların hemen hepsi okurken bir solukta geçiyor. Kitabı okurken de gözünüzde 2. sınıf (belki de 1.) bir Amerikan polisiye filmi çok rahat canlanıyor.
Genelde polisiye romanları ya da filmleri başından başlayarak olayı ve gerilimi tırmandırır. Ancak John Verdon -muhtemelen toyluğunun nedeniyle- olayı tırmandırmakta ve genel tempoyu korumakta biraz eksik kalmış. Uzun ve detaylı tasvirler belki sahneleri gözünüzde canlandırmakta fayda sağlıyor ancak tasvirlerle beraber verilen felsefik yorumlar da bir o kadar sıkıcı kalmış. Tabi ki ne tasvirler Gogol'un Ölü Canları kadar boğucu ne de felsefik açılımlar bir kişisel gelişim kitabına göre yoğun ancak yine de bir cinayet romanı için bana biraz fazla geldi. Yine de sizi asıl konuya bağlayan ve "Katil bu sayı olayını nasıl yaptı?" dedirten merak eksilmiyor. Ayrıca bu tasvir ve felsefenin bir artısı da sizi herkesten şüphe edebilecek düzeye getiriyor.
John Verdon yarattığı emekli cinayetçi Gurney karakterinin etrafına kurmuş olayları. Sahneler kitap boyunca hemen hiç değişmiyor. Doğal olarak da Gurney'in bildiği kadarını biliyorsunuz. Yani cinayeti sayfa sayısından daha önce çözebilmeniz pek mümkün değil. Cinayeti çözebilmek için 1500 parçalık bir yapbozu (puzzle) yerleştirip resmi görebilmeniz gerekiyor. Eğer bunu Gurney'e bırakırsanız zaten o sizi sonuca götürüyor ancak kitabın içinde ustaca saklanmış bazı parçalar da sizin cinayeti daha erken çözmenizi sağlayabilir.
Aklından Bir Sayı Tut, her halde bir kitabın okunması için yapılan en iyi kapaklardan birine sahip ancak kitabı okumaya karar verdiğinizde tavsiyem, kitap hakkında söylenenlerin bulunduğu sayfaları okumamanız. Benim için hayal kırıklığına neden oldu bu. Kapak ve yorumları birleştirince gerilim, tempo ya da kurgu açısından Olasılıksız(Adam Fawer) ya da Şeytanın Müridi (Glenn Meade)'nin seviyesinde bir kitap bekledim işte bu yüzden hayal kırıklığına uğradım. Ancak John Verdon ikinci kitabı olan "Gözlerini Sımsıkı Kapat" için bir şansı daha hakediyor. Özellikle -yine benzer- müthiş bir kapak ve Dedektif Gurney'i ikinci kitapta ve devamında da kullanmak için bu kadar tasvire boğduğunu düşünürsek...
Not: Kitabını okumam için veren Samet Göksoy (Ortak)'a teşekkürler.
Aklından Bir Sayı Tut/Think of a Number--John Verdon
Çeviren: Cemile Özyakan
Koridor Yayıncılık
Not: Kitabını okumam için veren Samet Göksoy (Ortak)'a teşekkürler.
Aklından Bir Sayı Tut/Think of a Number--John Verdon
Çeviren: Cemile Özyakan
Koridor Yayıncılık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder