Manchester United her ne kadar bilgisayar oyunlarındaki ilk göz ağrım olsa da Premier Lig'in paralı kanallarda olmasından beri kapalı kutu benim için. Bu sebeple oyun planları ya da zaaflarıyla ilgili pek bir bilgim yoktu maçtan önce. Bu sebeple de her ne kadar '93 yılını hatırlayıp kuyruğu dik tutarak atar yapsam da fark yiyeceğimizden de korkmadım değil. Sonuçta son 5 yılda 3 final görmüş birinde de kupayı almış bir takım. Fatih Terim'in açıklamalarını da gereğinden fazla iddialı olduğunu düşünmüştüm. Herhalde oyuncuların tedirginliğini azaltmak ve onlara güven depolamak için dik duruyor sandım.
Maç öncesi kadroyu öğrendiğimde Cris'in yerine Dany tercihini tecrübe-hız tercihi diye düşündüm. Aynı zamanda deplasmanda ilerde baskı yapmak o kadar kolay olmadığından defans arkasına adam kaçırmak adına Elmander-Burak değişikliği de mantıklıydı. ManU sazı eline almaya başladığında golü bulmasaydı belki de Terim'in kafasındaki Burak hamlesi daha işe yarar olacaktı.
Maç inanılmaz derecede tempolu başladı hatta ezilmemek için tempoya ayak uydurduğumuzu falan düşündüm. Golün geldiği dakika 7 olmasına rağmen sanki 20-25 dakika geçmiş gibiydi Türkiye liglerine göre.Tempo o derece üst düzey olunca seyir zevki de heyecanı da yüksek bir maç oldu hele de taraflardan biri Galatasaray ise...
Fatih Terim'in ilk geldiği gün dediği gibi yenildiğinde bile "helal olsun" dedirten bir Galatasaray izledik. Maçın her anında rakiple kafa kafaya oynayan bir Galatasaray. Ancak tecrübe böyle maçlarda ortaya çıkıyor: Maçın 68. dakikası civarında her iki takımda da yorgunluk belirtileri baş gösterdi, karşılıklı top kayıpları başladı. O sırada Manchester bizi uyutmayı başarıp Evra'yı hücuma soktu ve karşı karşıya pozisyon buldu. Bu sadece aklıma gelen örneklerden bir tanesi ancak bu maçtan çıkarılacak tecrübeler hayli fazla.Bunlardan biri de bu düzeyde konsantrasyon kaybının affı yok.
İlk 11'deki oyunculardan sadece Eboue ve Hamit'in 10 maç üstü ŞL tecrübesi var. Doğal olarak da maçın ilk 15 dakikası takım savunması yapmak adına daha üst düzey bir performans gerektirdiğini ortaya koydu. Geri dönüşlerde sıkıntı yaşamamız benim gibi bir 4-4-2 sevdalısını bile Amrabat-Umut(Elmander)-Burak ileri 3 lüsüne dönüp Hamit'i merkeze kaydırma düşüncesine sevk etti. Zira Terim de ilk yarının ortalarında bunu yaparak Manchester'ın elini kolunu sallayarak bizim 18imize gelmesinin önüne biraz olsun geçti. Tabi bunda golden sonra ManU'nun oyun merkezini biraz daha geriye çekmesinin katkısı var.
Tecrübelerden bahsettik, ŞL için bu derece toy ve henüz 1,5 senelik bir takım için ilk maçın Manchester deplasmanında olması çok zor. Böylesi zor bir rakip sıfırcı hoca misali fark atabilirdi ancak karşısında böyle direnebilmek, dişe diş oynamak hakikaten büyük iş ve ilerideki maçlar düşünüldüğünde takımın ve camianın inancını pekiştirecektir. Artık sahaya ne istediğini bilen ve gerçekten ne yapabileceğine inanan bir Galatasaray olacak. Fatih Terim'e böyle bir takım yarattığı için ve demeçleriyle bu kadar tutarlı olduğu için teşekkürler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder