Maçın ilk 11'ine baktığımızda geçen seneki gibi ileride basan ve kanatları daha çok içeriye kateden oyunculardan oluşmuş bir Galatasaray vardı. Santra vuruşu yapılmadan Elmander-Umut-Riera arasında "topun havada asılı kaldığına" dair işaretler de maç içersinde görüntü buldu.
Artık Galatasaray'da oturmaya başlayan net bir olgu var. Eğer Elmander-Umut oyuna başlıyorsa bu şu anlama geliyor: İleride baskı. Nitekim Bursaspor rüzgarı arkasına almış olmasına rağmen ilk yarı top oynayamadı. Özellikle topla çıkmakta zorlanan Galatasaray defansına baskı kurmayı hiç denemediler.
Şüphesiz ki topun Bursa sahasında kalmasının sebebi Galatasaray'ın hücum presi. Elmander-Umut ikilisi bu konuda büyük güç. İlk yarının ortalarına kadar da Yekta'nın bu konuda katkısı da iyiydi. Galatasaray'ın üst üste pozisyonları sonuç vermeyince, Bursaspor pozisyon bulmadan öne geçti. İlk yarıda topu Emre Çolak ve özellikle Engin orta sahada çok ezdiler. Yaptıkları pas hataları yüzünden bir çok kontraatak başlamadan bitti.
Maçın 2. yarısın Galatasaray adına daha olumlu olmasını bekliyordum zira Bursa'nın defansının ilk yarıda, rüzgar arkasındayken, baskıyı görünce yaptığı hatalardan sonra 2. yarıda daha çok pozisyon bulacağımızı düşündüm. Kötü olan Engin'e Fatih Hoca'nın kıyamayacağını düşünüp, ilk 5 dakika soyunma odası konuşmasına göre oyundaki gelişmeye göre müdahale edeceğini tahmin ettim.
2.yarıda -rüzgarın da kesilmesiyle- Bursa oyuna müthiş başladı. 60.dakikaya kadar da Galatasaray kendi sahasında çıkamadı ve üstüste pozisyonlar verdi. Maçı burda Muslera'nın kurtardığı belirtelim.
Bursa'nın bu etkinliğine karşı hemen kanattaki Yekta ile göbekteki Engin'in yer değiştirilmesi lazımdı, olmadı. Çünkü Yekta'nın özverili oyunu defansif ortasaha görevinde dengeyi değiştirebilirdi.
Fatih Hoca maçı 60. dakikaya kadar izledi. Muhtemelen aklında 60. dakikaya kadar hücum presiyle rakibi iyice bunaltıp hızlı kanat oyuncularıyla rüzgarı arkaya alarak işi bitirmek vardı. Zira Amrabat ve Aydın hamleleri bunun işareti ancak çıkan oyuncular Elmander ve Yekta mı olmalıydı orası tartışılır. Muhtemelen Bursa'nın beklenmedik baskısını kırmak için orta sahayı 5'lemeyi düşündü. İleri ikiliden daha iyi olan Umut oyunda kaldı, orta sahada ise prensleri Engin ve Emre'ye dokunmadığı için ihale Yekta'da kaldı.
Halbuki orta sahayı yardımı ile rahatlatan Elmander'i oyundan almak yerine 4-4-2'nin kanatlarını değiştirip Yekta'yı ortaya kaydırması daha iyi sonuç verebilirdi. En azından bu denemesinde Aydın ve Amrabat'ı aynı anda oyuna sokmak zorunda kalmaz, böylece bir oyuncu değişikliği hakkı fazladan olurdu.
65. dakikadan sonra hamlelerini erken yapan Bursa tükendi ve topu taşıyan Amrabat-Aydın hamleleri doğruymuş gibi gözüktü. Ancak bu sefer de ilerde Umut yorgun ve yalnız kalınca gol pozisyonu üretemedik. Elde de tek değişiklik hakkı kalınca Sneijder'in girmesi kaçınılmaz oldu. Sneijder kalitesini hemen farkettiriyor ama takımla anlaşabilmesi için biraz sürece ihtiyacı var.
Terim'in formsuzluğu şüphesiz. Ezberlerinden kurtulması lazım.Engin'in 70 dakika Emre'nin 90 dakika oynaması bunun göstergesi. İyi başladığı maçı kötü bitirdi ve Galatasaray çok net 2 puandan oldu.
1-2 not da Fırat Aydınus hakkında. Maç boyunca hemen hemen hiçbir konraatak kesme faulune kart göstermedi. Sürekli bir iyi niyetli idare etmeye çalışan tavrı vardı. her iki takıma da göstermesi gereken çoğu kartı vermediğini düşünüyorum. Ayrıca maçın başında Elmander'in İbrahim'e yaptığı (Umut'un golle bitirdiği) pozisyon faul ise, 2.yarıda Edu'nun Emre'ye yaptığının da faul olması lazım. Cımbızla çekip çıkartmadım ama bütün oyuncuların sahanın her yerinde eşit olması gerekli. Ceza sahasında takdir haklarını hep defans yapan takımdan yöne kullanıyor.
Enseyi karartmaya gerek yok. Takım ivmelenmeye başladı tekrar. Kasımpaşa maçına göre tempo ve istek hayli yüksek seviyedeydi. Sadece aşçımız bugün gününde değildi ve elindeki iyi malzemeden kötü yemek yaptı. Ancak iyi bir aşçı kaç defa kötü yemek yapar ki?
Şüphesiz ki topun Bursa sahasında kalmasının sebebi Galatasaray'ın hücum presi. Elmander-Umut ikilisi bu konuda büyük güç. İlk yarının ortalarına kadar da Yekta'nın bu konuda katkısı da iyiydi. Galatasaray'ın üst üste pozisyonları sonuç vermeyince, Bursaspor pozisyon bulmadan öne geçti. İlk yarıda topu Emre Çolak ve özellikle Engin orta sahada çok ezdiler. Yaptıkları pas hataları yüzünden bir çok kontraatak başlamadan bitti.
Maçın 2. yarısın Galatasaray adına daha olumlu olmasını bekliyordum zira Bursa'nın defansının ilk yarıda, rüzgar arkasındayken, baskıyı görünce yaptığı hatalardan sonra 2. yarıda daha çok pozisyon bulacağımızı düşündüm. Kötü olan Engin'e Fatih Hoca'nın kıyamayacağını düşünüp, ilk 5 dakika soyunma odası konuşmasına göre oyundaki gelişmeye göre müdahale edeceğini tahmin ettim.
2.yarıda -rüzgarın da kesilmesiyle- Bursa oyuna müthiş başladı. 60.dakikaya kadar da Galatasaray kendi sahasında çıkamadı ve üstüste pozisyonlar verdi. Maçı burda Muslera'nın kurtardığı belirtelim.
Bursa'nın bu etkinliğine karşı hemen kanattaki Yekta ile göbekteki Engin'in yer değiştirilmesi lazımdı, olmadı. Çünkü Yekta'nın özverili oyunu defansif ortasaha görevinde dengeyi değiştirebilirdi.
Fatih Hoca maçı 60. dakikaya kadar izledi. Muhtemelen aklında 60. dakikaya kadar hücum presiyle rakibi iyice bunaltıp hızlı kanat oyuncularıyla rüzgarı arkaya alarak işi bitirmek vardı. Zira Amrabat ve Aydın hamleleri bunun işareti ancak çıkan oyuncular Elmander ve Yekta mı olmalıydı orası tartışılır. Muhtemelen Bursa'nın beklenmedik baskısını kırmak için orta sahayı 5'lemeyi düşündü. İleri ikiliden daha iyi olan Umut oyunda kaldı, orta sahada ise prensleri Engin ve Emre'ye dokunmadığı için ihale Yekta'da kaldı.
Halbuki orta sahayı yardımı ile rahatlatan Elmander'i oyundan almak yerine 4-4-2'nin kanatlarını değiştirip Yekta'yı ortaya kaydırması daha iyi sonuç verebilirdi. En azından bu denemesinde Aydın ve Amrabat'ı aynı anda oyuna sokmak zorunda kalmaz, böylece bir oyuncu değişikliği hakkı fazladan olurdu.
65. dakikadan sonra hamlelerini erken yapan Bursa tükendi ve topu taşıyan Amrabat-Aydın hamleleri doğruymuş gibi gözüktü. Ancak bu sefer de ilerde Umut yorgun ve yalnız kalınca gol pozisyonu üretemedik. Elde de tek değişiklik hakkı kalınca Sneijder'in girmesi kaçınılmaz oldu. Sneijder kalitesini hemen farkettiriyor ama takımla anlaşabilmesi için biraz sürece ihtiyacı var.
Terim'in formsuzluğu şüphesiz. Ezberlerinden kurtulması lazım.Engin'in 70 dakika Emre'nin 90 dakika oynaması bunun göstergesi. İyi başladığı maçı kötü bitirdi ve Galatasaray çok net 2 puandan oldu.
1-2 not da Fırat Aydınus hakkında. Maç boyunca hemen hemen hiçbir konraatak kesme faulune kart göstermedi. Sürekli bir iyi niyetli idare etmeye çalışan tavrı vardı. her iki takıma da göstermesi gereken çoğu kartı vermediğini düşünüyorum. Ayrıca maçın başında Elmander'in İbrahim'e yaptığı (Umut'un golle bitirdiği) pozisyon faul ise, 2.yarıda Edu'nun Emre'ye yaptığının da faul olması lazım. Cımbızla çekip çıkartmadım ama bütün oyuncuların sahanın her yerinde eşit olması gerekli. Ceza sahasında takdir haklarını hep defans yapan takımdan yöne kullanıyor.
Enseyi karartmaya gerek yok. Takım ivmelenmeye başladı tekrar. Kasımpaşa maçına göre tempo ve istek hayli yüksek seviyedeydi. Sadece aşçımız bugün gününde değildi ve elindeki iyi malzemeden kötü yemek yaptı. Ancak iyi bir aşçı kaç defa kötü yemek yapar ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder