Yok arkadaş bitmiyor, durduramıyoruz. Öyle bir girdim ki ipimle kuşağım moduna çıkmak ne mümkün. Bugün de 8 kişi gittik Fetih 1453'e TİM'de. Yıllar önce dayımın bana bir tavsiyesi olmuştu.Bir arkadaşı gittiği bütün filmlerin yönetmen,senarist bilgilerini bir defterde toplamış, daha sonradan müthiş bir sinema kültürü oluşmuş. Ben de buna Fetih 1453 ile başlıyorum.
Filme gitmeden nerden duyduğumu hatırlamıyorum da Cennetin Krallığı grafikerleriyle çalışıldığını duydum. Yalan-yanlış bu bilgi bende Cennetin Krallığı düzeyinde bir beklentiye girmeme neden oldu. Aslına bakarsak görsel efektler açısından da altta kalır bir tarafı yok filmin. Ama film bitti saatler geçti ama ben hala içimdeki olmamışlığı anlamlandıramıyordum; Fazıl Say'ı twitterda en çok konuşulanlar arasında görene ve ne söylediğine bakana kadar. Bu konuya daha sonra geleceğim.
Yönetmen Faruk Aksoy'un ismi Ömer Faruk Sorak'a benzerliğinden ziyade Recep İvedik'den tanıdık geliyor. Savaş ve dövüş sahnelerinin çekimi son derece iyi olmuş. Zaten Cennetin Krallığı ile kıyasa sokmamın ana nedeni de bu. Oyuncuların hemen hepsi çok tanınmamış oyuncular. Televizyondan aşina olduğumuz yüzler fakat öyle kitleleri peşinden sürükleyen bir isim yok filmde bu yüzden de prodüksiyon önem kazanmış. Tarihsel bazı bilgiler hikayede farklı anlatılmış olabilir; zaten "belgesel" olarak yola çıkılmadığı için bu hoş görülebilir ancak Ak Şemsettin'in filmin sonlarına doğru Gandalf edasıyla belirmesi basit durmuş. Ayrıca Sultan Mehmet'in gördüğü rüyayı Ak Şemsettin'in yorumlaması da bilinir. Ama sonuçta bu bir belgesel filmi olmadığından yorumun o yönde yapılması hoş görülmeli.
Gelelim Fazıl Say'ın film için söylediklerine. Filmde yenilik bulmadığını söylerken Say, bu kadar büyük bir prodüksiyonda hala kahrolsun Bizans yaşasın Osmanlı zihniyetine kısılıp kalmanın hata olduğunu ve filmin müziklerini yapmaktan vazgeçtiğini söylemiş. Yani bu kadar para harcayıp Kara Murat, Malkoçoğlu zihniyetinde kalmayı eleştirmiş. Zaten benim sinemadan çıktıktan sonra eksik olan bir şey var dediğim de buydu aslında. Cennetin Krallığı'nda bile Selahaddin Eyyubi'yi, aslında müslümanlığın bildiklerinden farklı olduğunu düşünen batılılar olmuştur. Film izlerken bunu hissettiriyordu. Ancak Fetih 1453 "Türk'ün Türk'den başka dostu yoktur"a o kadar kısılıp kalmış ki farklı bir bakış açısı getirememiş. Elbette ki İstanbul'un fethi İslam ve Türk alemi için çok önemlidir ancak filmde yorum biraz daha farklı olabilirdi.
Fazıl Say filmin bir kısmını izledikten sonra müziklerini yapmaktan vazgeçmiş; valla o da yapsa muhteşem olurdu şüphesiz ama filmin müzikleri hakikaten şahane olmuş. sahnelerin önemini vurgularken ya da sıkıcı olan sahnelerde seyirciyi filme bağlayan müzikler olmuş. Özellikle oyunculuğun düştüğü sahneleri iyi toparlamış ve üzerine çalışıldığı belli oluyor.
Sonuçta dünya standartlarında bir film çıkmış ortaya. Kahpe Bizans'ı saymazsak Kara Murat'tan Battal Gazi'den beri sinemamızın geldiği bu nokta gerçekten güzel. Muhtemelen de bu film ilerleyen yıllarda yeni savaş filmlerinin çekilmesi için önayak olacak ve gelişen teknolojide belki bir 10 yıl sonra daha iyi bir İstanbul Fethi filmi izlemek için yönetmenler cesaretlenirler.
Bu arada Ulubatlı Hasan ve Ceneviz Komutanı için birbirine bu kadar benzer kişi ve kostüm kullanılmak zorunda mıydınız?
(Anıl'a not: Valla Sultan Mehmet'in arkasına,yanına,yöresine baktım bir türlü göremedim seni filmde. Sen biliyorsan sahneyi söyle DVD'de izlerim:))
Fetih 1453
Yönetmen: Faruk Aksoy
Senarist: Atilla Engin
Müzikler: Benjamin Walfisch
Oyuncular: Devrim Evin---Sultan Mehmet
İbrahim Çelikkol---Ulubatlı Hasan
Dilek Serbest---Era
Cengiz Coşkun---Giovanni Giustiniani
Recep Altuğ---Constantine XI