15 Nisan 2012 Pazar

4+4+4:Yeni Eğitim Sistemi

Üzerine çok yazıldı çok çizildi. Ben, yasa teklifi ilk gündeme geldiğinde haberi atladım peşine de sınavlar falan derken epey sarktı ama hala güncelliği sürüyor. Çünkü her gün bir yeni bomba patlıyor bu konuda. Dediğim gibi sıra bana da geldi bir bakıma. Şimdiye kadar teklifin 12 maddelik kısmı kabul edilmiş.

Sınavlarımdan dolayı yazıyı taslak halinde bekletirken kendimi de konuyla ilgili biraz daha donanımlı hale getirdim. Yukarıda da belirttiğim gibi yasa teklifi ve kabulü sürecinde en fazla AKP-CHP çekişmesine şahit olduk zira MHP oylamalara katılmazken DTP daha farklı bir çizgide ilerlemiş. Burada haber.sol.org.tr'den Onat Çetin'in yazısı var. DTP'nin izlediği siyaseti merak edenler açıp okusunlar. Olayın CHP boyutunda ise şöyle bir yazı buldum. Lütfedip okuyun her ikisini de. CHP'nin söylediklerinde altı çizilmesi gereken yerler var zira bu konuda en büyük kavgayı onlar verdi. En önemli kısım ise ilk defa sayısal verilerle muhalefet ettiklerine denk geldim. Mevcut sistemin getirilerinden bahsederken şu ifadeler var; "Okullaşma oranını yüzde 99’a çıkartmış, kız çocuklarının okullaşmasını ciddi oranlarda arttırmış, kızların küçük yaşta evlendirilmesini ve çocuk doğurmasını yüzde 40-30 civarında azaltmıştı. 8 yıllık kesintisiz eğitime son veriliyor olması, en önemli itiraz nedenlerimizdendi." Mevcut yasa çıktığı zaman küçüktüm ama hatırladığım çocukların küçük yaşta evlendirilmesine engel olmak için çıkartılmış bir yasa olduğuydu bu konuda da başarı sağlanmış o halde. 


Peki bu konuda en yetkili kişi MEB bakanı neler demiş bir de onlara bakalım. Şu linkte MEB bakanının yapmış olduğu basın açıklamalarını ve ek linkleri bulabilirsiniz.


Normal şartlarda bir milletin geleceğini belirleyecek eğitim sistemi üzerindeki bir çalışma yıllara yayılarak yapılmalı. En önemlisi de işin uzmanlarının olabildiğince çok fikir beyan ettikleri bir ortam hazırlanmalı. Yani demek istediğim eğer böyle bir yasa tasarısı fikri varsa en baştan fikir ortaya atıldıktan sonra 1 sene üzerinde tartışılmalı. Sivil anayasa oluşturma çalışmaları bile yıllardır sürüyorken bu iş neden aceleye getirildi anlamak mümkün değil.Aceleye getirildi diyorum çünkü 20 Şubatta ortaya atılan fikir tartışılmaya bile fırsat verilmeden o kadar acelece görüşülme kararı alındı ki 28 Martta KESK olayı sokağa götürme kararı aldı ve müjde şu anda 6 yaşındaki çocuklar eylülde okula başlıyorlar.


4+4+4 yasasının ana şablonu benim de daha önce belirttiğim batı ilkeleri doğrultusunda hazırlanmış. Fatih projesi ve Fatih Projesi vol.2 yazılarımda belirttiğim gibi ilkokulda çocukların becerilerini ve yetenekleri doğrultusunda bir yönlendirme yapılması planlanıyor.  Ancak yukarıda da belirttiğim gibi böyle bir yapılanmanın bile tartışılması ve sindirilmesi gerekiyor. Öte yandan olayın iç yüzünün hiç de göründüğü gibi olmayan durumlar ortaya çıktı. 2 ayda yasalaşan teklif sürecinde kavgalar-dövüşler,engellenen mitingler, 20 dakikada geçen bir komisyon kararı, yasanın hemen kabulü ve uygulanacak olması. Efendiler bu acele neden? Peki işin iç yüzünde neler olduğu konuşuluyor onlara bakalım. Olayın imam-hatip orta okulları kısmı var. Bildiğim kadarıyla mevcut sistemle bu okullar kaldırılmıştı bu yasa 28 Şubat'ın rövanşı mı? MEB bakanı Ömer Dinçer olayın neden aceleye getirildiğine dair bir soruya bakın nasıl başlıyor: "1997 yılında 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim, hiçbir hazırlık yapılmadan ve olağanüstü yönetim şartlarının geçerli olduğu bir dönemde, bir dayatma olarak getirildiğinden bu yana eğitim yapımızın kesintili veya kesintisiz olması tartışılmakta. Diğer taraftan Cumhuriyetin ilk günlerinden bu yana zorunlu eğitim süresinin uzatılması her kesim tarafından ileri sürülmüş ve genel kabul görmüş bir düşünce. Nitekim zaman zaman zorunlu eğitim süreleri uzatılmış, son olarak 1997 yılında 8 yıla çıkarılmıştır." Cevabın devamında MEB şurasında 2010 yılında beri görüşüldüğü söylense de bundan kimin ne kadar haberi var onu da bilmek lazım tabi ki. İmam yetiştirmek için neden 4 yıl yetmediği ve ortaokulunun da açılacağını ya da imam yetiştirmek için neden bu kadar çaba sarf edildiğini ben de bilmiyorum. 


Bir başka sorun ise okula başlama yaşının 5'e düşürülmesi. İlk başta bakıldığında çok da yanlış bir mesele değilmiş gibi duruyor zira herkes artık çocukların daha zeki olduklarını görebiliyordur. Ortalama zekaya sahip bir çocuk artık okula gitmeden okumayı sökmüş hiç değilse bile harfleri öğrenerek gidiyor. Bu yüzden kimse bu konuya itiraz etmiyor ama burada okul öncesi eğitiminin de payının olduğu yadsınamayacak bir gerçek. Teklifin okul öncesi eğitimle ilgili bir çalışmasının olmadığını söylüyor CHP kanadı. Bakalım bakan bu konuda ne demiş...
Hepsi bu kadar. Yani okul öncesi eğitim 1. sınıfla birleştiriliyor. Peki ne zaman ŞU ANDA.  4-5 ayda halledilecek yani. İşin aceleye neden geldiğini anlatabildim mi?


CHP yasa teklifi ilk geldiği zaman "5 yaşındaki çocuk nasıl merdiven çıkacak? Üst sınıftakilerle bedensel fark olacak." şeklindeki çıkışına başbakan "O zaman biz de 1. sınıfları giriş katına koyarız" diyerek olaya pratik bir çözüm getirmişti. Ancak MEB bakanı da aynı sıkıntıya dikkat çekmiş





  Benim okuduğum ilkokulda büyük bir bahçe içerisinde 28 şubattan önce yapıldığı için 2 ayrı bina vardı ve bahçeler hemen hemen ayrıydı. İlk 5'in binası ile ortaokul binası ayrı olmasının önemini daha ortaokulu tek binada okuduğum zaman farkettim. Gerçekten de 8. sınıfla 1.sınıfın aynı bahçeyi paylaşması büyük sıkıntı yani düşünce güzel de 10 yıldır iktidardayken de yapılması olasıydı bu durumun. Yani önlüklüler ile takım elbiseleri ayrı binalara koymak için 10 yıldır yapılmayan çaba şimdi önümüzdeki 4-5 aya sıkıştırılacak. Muhtemelen de çoğu okul yarı şantiye şeklinde eğitime başlayacak. Mevcut düzende bile lavabonun altında kalıp ölen çocuğun sorumlusu kendisi oluyorken her halde böyle bir sıkıntıda kaba etlerini büyütmeye çalışan insanların sorumluluk alacaklarını zannetmiyorum. 


Aslına bakarsak bütün bu yukarıdakiler olayın hikaye kısmı. Olayın en can alıcı sorusu aslında çok basit: Eğer 5 ay sonra bu sisteme geçeceksek, biz ilkokulda öğrencileri mesleki yönlendirme yapacak öğretmenleri ne zaman yetiştirdik? Mevcut eğitim fakültesi formasyonuyla mezun olan öğretmenlerden ne kadarı bu kapasitede? 20 yıllık bir ilkokul öğretmeni elbette ki bu konu hakkında fikir sahibidir ancak bu bilgisinin ne kadarını mezun olduğu eğitim fakültesinden aldı? Ya da diğer bir deyişle bu sene atanan öğretmenler bu yönlendirmeyi yapabilecek deneyimde mi?Eski sistemle yetiştirilmiş 28 bin öğretmen atama beklerken bu sistem yeni öğretmen açığı demek değil mi? Buna benzer bir soru sorulmuş MEB bakanına
Bakan ne demiş? "Öğretmenlerimize güveniyoruz." Soru aslında açık olmasa da yukarıdaki soruları az çok soran bir soru ancak bariz bir şekilde bakan tarafında geçiştirilmiş. Ancak başka bir linkte görüyoruz ki öğretmenleri 5 yılda bir sınava sokarak yeni sisteme hazırlamayı düşünüyorlar.


Bu ülkede eğitim üzerine yapılan bütün çalışmalar şekilci ve oy kaygısıyla yapılıyor. Düşünsenize eğitim reformu yapıyorsunuz bir ülkede ama müfredat hakkında en ufak bir bilgi yok. Sadece Kuran ve Peygamberin hayatı seçmeli ders olarak konuşuyor. Tabi bunlar tamamen Sünni çerçevede yapılan işler. Yani bir çocuk aleviliği ya da hristiyanlığı öğrenmek istiyorsa öyle bir ders seçme hakkı yok. Tabi bir de bu dersleri seçenleri ya da seçmeyenleri fişlemek ihtimali konuşuluyor. Meselenin özü tekrar söylüyorum tamamen şekilciliğe dayalı ve oy potansiyeli ile ilgili. Başbakanın bilerek yaptığı  "Dindar nesil yetiştirmek istemek suç mu? Çocuklar dindar olmasın da tinerci mi olsun?" gaftan (kendisi yanlış anlaşıldığını belirtti) 2 hafta sonra kuran ve peygamber hayatı seçmeli ders olması sizi hiç mi kuşkulandırmıyor. Daha eşitlikçe bir sistem olduğunu söylenerek pazarlanan bir sistem de neden sadece Sünni inanışa yönelik seçmeli dersler var? Olayın tabletlerde olduğu gibi burda da şekilci olmasının en güzel örneğini de Penguen dergisi vermiş zaten fazla söze gerek yok!




  
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder