10 Ocak 2012 Salı

Ankaragücü-Melih Gökçek

Türk futbolunun en büyük problemi "belediyespor"lar. Belediyelerin asıl amacı halka spor yapmayı sağlayacak altyapı hizmetini götürmek ve amatör spor branşlarında gençleri spora teşvik etmek.Ancak "belediyespor" kulübü kurulduktan sonra milyon dolarların döndüğü futbol şubesi açılıyor ve halkın vergileri bu şubelere aktarılıyor. Ayrıca belediyeler siyasi parti güdümünde oldukları için de bu kulüpler doğrudan siyasetin sporda kadrolaşmasına neden oluyor.

Bu kulüplerden çoğu alt liglerde faaliyet gösterirken, İstanbul ve Ankara belediye sporları süper lige çıkmışlardı.Bunların kentlerin vergileriyle doğru orantılı olan olaylar ilişkisi kurmak pek de zor değil ancak yazının asıl amacı Ankara BBS'un başına gelenler.

Melih Gökçek Ankara BBS'un süper lige çıkmasında sonra başkanlığı gelen tepkiler üzerine oğluna devretti.Ancak onursal başkan kimliğiyle olayın içinde kalmaya devam etti. Daha sonra Ankaragücü ile kulübü birleştirip 100. yılına girmeye hazırlanan A.gücü'nü ligde söz sahibi olan bir takım haline getirilmek istendi. İşte dananın kuyruğunun koptuğu yer tam da burası oldu.Ankara BBS oyuncuları ve yönetimi A.gücü'ne geçti. İçi boşaltılan Ankara BSBspor'un ise süperlig'de varlığı devam edince ismi Ankara Spor olarak değiştirildi (ya da süper lig hakkı Ankara Spor'a devredildi). Ardından TFF'nin aldığı kararla Ankaraspor ligden düşürüldü ancak ligler başlamış olduğu için her maç hükmen yenik sayılması kabul edildi. Karara itiraz süresince Ankaraspor Bank Asya'da da aynı şekilde hükmen yenik sayıldı. Bu sırada Ankaragücü yönetimi üzerindeki güç dengeleri TFF'nin transfer ambargosuna neden oldu.Şu anda gelinen noktada ise Ankaragücü gibi 102 yıllık camia üzerinde dönen oyunlara rağmen ayakta kalmaya çabalıyor. Maaşları ödenmediği için oyuncular takımı terk ederken, sıcak para ihtiyacı olduğu için de transferin gözde isimleri değerinin altına satılmak durumunda kalıyor. 

Eski kaptanlar Hakan Kutlu ve Hakan Keleş önderliğinde altyapı oyuncularıyla takviye edilen takım, fedakarlık ve takım olma olgusunun örneğini veriyorlar adeta. 2.yarının başladığı ilk 2 haftada deplasmanda Mersin İ.Y'nu yenen A.gücü 2.hafta evinde şampiyonluk adayı Beşiktaş'ı elinden kaçırıyor. Öte yandan taraftar arasında para toplayıp takımın primlerini ödemeye çalışıyor.

Hakan Kutlu'nun deyimiyle transfer ambargosu kaldırılmazsa ligde tutunmaları çok zor. Şimdiden bu var olma savaşı bütün futbol camiasının sempatisini kazanmış durumda ancak aynı futbol camiası merak ediyor: Ankara BSBspor ile Ankaragücü neden tam olarak birleşemedi? Gizli kapılar ardında ne güç dengeleri döndü? Melih Gökçek'in bu birleş(eme)mede rolü nedir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder