20 Ocak 2012 Cuma

Hrant Dink

UYARI:Bu bir siyasi yazıdır.
Hrant Dink'in cinayeti davasının neticesinde ilk olarak Ogün Samast Temmuz ayında 23 yıl ceza alırken geçtiğimiz gün Yasin Hayal müebbet hapis aldı ancak Erhan Tuncel'in olayla bağlantısı bulunamadı. İşin enteresan tarafı ise olayın bir örgütü bırakın çete suçu bile olmadığı adi bir cinayet olduğu kararına varıldı.
Galiba böyle bir kararın alınacağı aşağı yukarı şu resimle belli olmuştu.

Herhalde herkesin hemfikir olduğu "Derin Devlet"in kirli yapılanmasının -yani Maraş-Çorum olaylarını tertipleyenlerin, İpekçi,Mumcu,Kışlalı cinayetlerinin ve daha bir çok olayın asıl sorumluları- bu işin arkasındakiler. Ancak nedense bir türlü bu olayların hiçbiri aydınlatılamadı. Kendi adıma ilk defa bu sefer biraz daha derine inilebileceğini tahmin etmiştim ancak bu düzey tamamen hayal kırıklığı oldu benim için.

Kabul etmemiz gereken bir şey daha var. Bu dava süresince; hukuğumuz, siyasilerimiz ve sivil toplum örgütlerimizle beraber hep birlikte sınıfta kaldık. Zaten hukuğumuz alınan bu kararla kendini gösterdi. Siyasiler hatalıydı çünkü her ne kadar olmadığı söylense de yargıya ve özellikle medyaya  yapılan yönlendirme ve baskı malumken yeterli çaba gösterilemedi. Sivil toplum örgütleri sınıfta kaldı çünkü Hrant Dink'in cinayeti davasını; "Bir Ermeni gazetecinin öldürülmesi"nden çıkartılıp "fikir özgürlüğü" davasına getirilmesini sağlayamadılar ve hal böyle olunca da halkın verilen desteğe "Bir Ermeni ölünce hepiniz Ermeni oldunuz;......." cümlelerini söylemesine neden oldular. 

Davada yaşanan süreçten haberdar olmak isteyenler için; http://vimeo.com/35145731 youtube linki ise http://www.youtube.com/watch?v=odHM0k5-iRA.

Peki Hrant Dink'i nasıl yorumlamalıyız. Aslında Arda Turan Meselesi  hakkındaki sözlerim aynen geçerli. Hrant Dink'in siyasi ve hayat görüşünü beğeniriz-beğenmeyiz,Ermeni Soykırımı vardır ya da yoktur demesine katılırız ya da katılmayız ama görüşlerini söylemesine yani "fikir özgürlüğüne" saygı duymak zorundayız. Demokrasi dediğimiz şeyin ilk olarak bununla başladığını bilmek zorundayız. Eğer sizin için "demokrasi" 5 yılda bir attığınız bir "oy" ise "demokrasi" kavramınızı tekrar gözden geçirmeniz gerekmektedir. Ama bırakın tarihçiler, siyasiler, aydınlar konuşsun. Uğur Mumcular, Abdi İpekçiler, Hrant Dinkler konuşsun.Siz kendi hayat görüşünüze göre neye inanmanız gerektiğine kendiniz karar verin,ONLARIN ÖLÜMÜNE SEVİNMEYİN. Zaten Hrant Dink de bunu demiş Uğur Mumcu gibi...

  
Bu arada mahkeme kararı yargıtayda. Yargıtayın önünde 2 seçenek var ya bu alınan kararı onaylayacak ya da onaylamayacak. Onaylamazsa da ya delilleri (savcının da dediği gibi) yeterli görüp dolaylı yoldan başka bir hakimin karar vermesini isteyecek ya da ucu açık kalmış delillerin toplanmasını isteyecek. Görünen tablo ve kamuoyu baskısına göre onaylamaları mümkün değil yani bu alınan karar olabileceğin en kötüsü. Ama tekrar delil toplanmasını isteyip daha derinlere inilmesini isteyecekler mi orası şüpheli.

Yazıyı da konusuna uygun bir söz ile bitirelim. "Fikirlerinize katılmıyorum. Ama onları savunabilmeniz için hayatımı feda etmeye hazırım." Voltaire  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder