Türkiye Süper Ligi'nde şampiyonluğu uzun süreden beri tek şey belirliyor:kondisyon.Birkaç yıl geriye gidip incelemeye ordan başlarsak aslında motivasyondan,teknik kapasiteden daha önemli olan olgunun son yıllarda kondisyon olduğunu görebiliriz.
Fenerbahçe Daum'u ilk getirdiği dönem 2003-2006 arasını kapsıyordu.Daum'un en büyük yardımcısı,kondisyoneri şimdilerde Beşiktaş'ın yardımcı antrenörü kondisyoneri Roland Koch.Kendisi saha içi çeviklik,çabukluk konularında uzman.Zaten Fenerbahçe o dönem 2 sene üstüste şampiyon oldu ve 3.sezon Denizli faciasıyla ligi son haftada 2. bitirdi.2005-2006 senesinde şampiyon olan Galatasaray'ın başında Eric Gerets yardımcıları arasında Bülent Ünder ve Reinhald Stumpf var.Bu isimlerin fizyoterapistlik alanında bilenen bir uzmanlıkları yok.Ancak Bülent Ünder'in efsane Galatasaray teknik kadrosunda görev yaptığını biliyoruz.
Fenerbahçe Daum'u ilk getirdiği dönem 2003-2006 arasını kapsıyordu.Daum'un en büyük yardımcısı,kondisyoneri şimdilerde Beşiktaş'ın yardımcı antrenörü kondisyoneri Roland Koch.Kendisi saha içi çeviklik,çabukluk konularında uzman.Zaten Fenerbahçe o dönem 2 sene üstüste şampiyon oldu ve 3.sezon Denizli faciasıyla ligi son haftada 2. bitirdi.2005-2006 senesinde şampiyon olan Galatasaray'ın başında Eric Gerets yardımcıları arasında Bülent Ünder ve Reinhald Stumpf var.Bu isimlerin fizyoterapistlik alanında bilenen bir uzmanlıkları yok.Ancak Bülent Ünder'in efsane Galatasaray teknik kadrosunda görev yaptığını biliyoruz.
2006-2007 sezonun başında Fenerbahçe Arthur Zico ile anlaşırken kendisinin fitness antrenörü Eurico de Campos.
Kendisinin ismini Google ablaya sorduğunuz zaman karşınıza Fenerbahçe'nin maç sonu rejenerasyon antrenmanı yaptığı, pilatesle çalıştığı şeklinde haberler çıkıyor.Zico, ilk senesinde 70 puanla şampiyon olup 2. senede 73 puanla ve 3lü averajla 2. olup para konusunda anlaşamadığı Fenerbahçe ile yollarını ayırıyor.Bu konuda Zico "Benim kendi teknik kadrom var ve bu ekiple çalışmaktan yanayım.Yönetimle bu konuda ters düştük ve ben de yapmam gerekeni yaptım" şeklinde açıklası var daha sonraları.Zaten kendisi Fener'de çalışırken "staj" yapıtığını açıklamıştı.
Peki Zico'nun 2. olduğu yılda rakiplerine bakarsak Beşiktaş Ekim 2005'te Tigana ile anlaşıyor ve 2 Türkiye Kupası 1 Süper Kupa kazanıyor.2006-2007 sezonunda ise Galatasaray'ın bir efsanesi daha meydana geliyor.Sezon başında Feldkamp'la anlaşan Galatasaray, son 6 haftaya fizyoterapist Cevat Güler eşliğinde giriyor ve 6'da 6 yapan Galatasaray şampiyonluğa ulaşıyor. O zamanlar Cevat Güler isminin futbol tarihinde pek adı yok ancak onun ismi İstanbul Üniversitesi'nin spor,fizyoterapistlik kürsülerinde daha önemli ismi var.
Galatasaray'ın şampiyon olduğu 2006-07 sezonunda bir efsane daha ortaya çıkıyor.Senelerdir düzenli şekilde teknik ekip-kadro-yönetim uyumu sağlayan Sivasspor, uzun bir aradan sonra ilk defa "şampiyonluk" için adı geçen Anadolu takımı oluyor.Sivas'ın rakımsal yüksekliği,Bülent Uygun'un özel idmanları sayesinde müthiş bir sezonun ardından Sivasspor son haftalara kadar taşıdığı şampiyonluk umudunu 4.lükle noktalarken ertesi seneye yine fırtına gibi giriyor.
2008-2009 sezonu
Efsane Sivas yoluna devam edip 2. bitirirken sezona Rijkaard-Neskeens ikilisiyle başlayan Galatasaray mutlak favoriydi. Beşiktaş Ertuğrul Sağlam'la yola çıkmış takımı daha sonra Mustafa Denizli'ye emanet etmişti.Fenerbahçe ise Euro 2008 şampiyonu Aragones ile sezona girdi.Bu sezonu Galatasaray ve Beşiktaş açısından madde madde incelersek;
· Ertuğrul Sağlam Beşiktaş'tan ayrıldığı dönemde halefi Mustafa Denizli'ye takımın kondisyon raporunu sunduğu haberleri çıkmıştı. http://www.zaman.com.tr/yazdir.do?haberno=748365&title=denizli-futbolcularina-saglami-ovdu
· Peki nasıl oluyor da Barcelona sisteminden gelen Rijkaard Galatasaray’da hayal kırıklığı yaratıyordu.Buna 2 sene öncesine kadar ben de cevap veremiyordum ancak bunun cevabını bize Mourinho verdi.Barcelona altyapıdan itibaren oturttuğu sistemle harika bir jenerasyon yakaladı öyle ki oyunun omurgasını oluşturan bütün oyuncular altyapıdan beraber geldikleri için ezbere pas atabilme becerisine sahip.Topa da sürekli sahip olduklarından oyunu belirli bir mesafeye indirip dar alanda koştuklarından çok fazla fizik kondisyon gerektirmiyor.Tabi ki bu kondisyonları yok demek değil ancak Felix Magath’ın Wolfsburg’a yaptırdığı komando eğitiminden de söz edilemez. Mourinho da işte tam bu noktada Real Madrid’i 90 dakika ayakta kalabilecek, moral olarak yıkılmayan,geri düşse bile belirli dakikalardaki patlamalarla maçı çevirebilecek bir makineye çevirdi.Özetle Barcelona’da ahım şahım bir kondisyon geleneği olmadığından ordan gelen Rijkaard-Neskeens ve fizyoterapistin de özel bir programı yoktu.Bunlara yanlış transfer tercihleri de eklenince Galatasaray’ın en büyük handikapı 60’dan sonra maçtan düşmesi ve korkulu anlar yaşatmasıydı bize.
· Devre arasında Bursaspor’un başına geçen Ertuğrul Sağlam 25 puanlı Bursa’yı 58 puanla 6.lığa taşıdı.
2009-2010 sezonu
ŞL ön eleme vizesi alan Sivasspor’u daha ofansif bir takım yapma düşüncesi Bülent Uygun’a pahalıya mal oldu ve Sivas sezonu düşme hattının hemen üstünde bitirdi.Sezona 2.Daum dönemiyle başlayan Fenerbahçe yine son maça kadar ligi sürdürmüş bu sefer de Trabzon’u aşamayıp Bursa’ya şampiyonluğu kaptırmıştı.Tabi burada Ertuğrul Sağlam’ın Bursaspor’u ve Daum’un yanında Roland Koch’un olduğunu hatırlatmakta fayda var.
2010-2011 sezonuna “şike” iddialarından sıyırıp baktığımızda Trabzonspor Bursa’nın Sağlamla yaptığını önceki sene takıma Şenol Güneş’i getirerek yaptı.O Güneş’in etrafında birleşen camia 2010’a fırtına gibi girdi ilk yarıyı son yılların rekoru 42 puanla kapattı.Trabzonspor’un fizyoterapistleri hakkında özel bir bilgi yok.Öte taraftan Daum’un halefi Aykut Kocaman’a ilk yarıdaki en büyük eleştiriler takımın güçsüz olduğu yönündeydi.Bu konuda şu habere göz atmakta fayda var http://www.internetspor.com/spor/super-lig/aykut-kocaman-kalsin-istedi-ama-43848.html. Devre arasında ise Kocaman’ın yaptığı kondisyon yüklemeleri haber konusu olmuştu ve Fenerbahçe son 2 haftada Trabzon’u yakalayıp ligi 1. Bitirdi.
Şike soruşturması bütün takımların futbolunu olumsuz etkiledi.Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’si moral olarak çökerken Şenol Güneş şampiyon olamadığı için transfer döneminde kaybettiği oyuncuların yerini dolduramamasının üstüne bir de hesapta olmayan ŞL eklenince yeterli yüklemeyi yapamadı ve ligde çok geride kaldı. Beşiktaş ise -nasıl becerdiği meçhul- Ronald Koch’u Daum’dan ayırıp Tayfur Havutçu’nun yanına verdi ve bence yılın en önemli transferini yaptı.Ancak şike soruşturması onları da vurdu Havutçu’nun yerine Carvalhal geldi ve tam manasıyla Koch’un etkisini göremedik.Galatasaray’da ise Fatih Terim devraldığı enkazı yenileyiğ, Amerikalı kondisyonerle yükleme yapıp Real Madrid,Liverpool,İnter maçlarıyla hedef gösterdi ancak liglerin 1 ay ertelenmesi, sıkıştırılmış fikstür ve sistem oturtma çabaları rotasyonu da azaltınca bunun yapılan olumlu etkilerin meyvesi ancak ilk yarının sonlarına doğru alındı.Devre arası transferleri ve Afrika Kupası’ndan sonra gerçek manada şampiyonluk adayları ortaya çıkacak.Ama öngörüme göre; lige verilen aranın 1,5 hafta olması ve bunun da 2-3 günü yılbaşı tatiline gitmesi dolayısıyla yükleme yapılamayan devre arasından çok,sezon başı 1 aylık bekleme süresinde B planı yapanların başarılı olacağı şeklinde..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder