Galatasaray'da geçirilmiş 10 sene ve şampiyonlukla veda. Her futbolcuya nasip olmayacak bir son ama hikayenin içeriği çok daha değerli. Gaziantepspor'da parlayan yıldız adaylarının ilkiydi Ayhan, arkasından o dönem için Kemal Aslan, Fatih Tekke,Erhan Albayrak gibi değerler çokça transfer borsasında yer edinmişti. Beşiktaş'a o dönem için hatırı sayılır bir parayla transfer oldu ve oradan da Galatasaray'ın 2001-2002 sezonunda Lucescu kadrosuna. Galatasaraylıların büyük başarılardan sonra sıfırdan kurulan kadronun en farklı isimlerinden biriydi. Aslen hücuma yönelik orta saha/forvet arkası pozisyonu oyuncusuyken Lucescu'nun onu defansif orta saha olarak kullanması. Daha sonra Hagi döneminde sol kanatta görev alması. Daha doğrusu Ayhan Akman Galatasaray'da nerede sıkıntı varsa orada oynadı. Sürekli gelişim gösterdi ve taraftar da onun bu gelişimi ve fedakarlığı için hep takdir etti. BAM diye anılan 3 sezonun kariyeri açısından en kötü dönemi olmasına rağmen bu 3'lüden en yeteneklisi idi. Ama orta saha düzenli sistemde başarısız olunca da futbol tanrılarının kurbanları arasına girdi. Bu sezon ise takımda muhtemelen abilik-liderlik etmesi için tutuldu ve 2. yarıyı ise Fatih Terim'in yanında akreditasyon kartı takmak için yetiştirdi kendini. Öyle ya da böyle Galatasaray'ın 18. şampiyonluğunda 18 numaralı formayla adını yazdırdı. Teşekkürler Ayhan...
Bir diğer ayrılık haberi ise İBB-Arif Erdem ikilisinden. Türkiye'de son yıllarda olmayan sistem çalışmalarını yaptı İBB. Her ne kadar kulübün varlığını sorgulasam da futbol sisteminin doğrularından birini yaparak "teknik direktör yetiştirme" işine girdi. Abdullah Avcı milli takıma geçince Arif Erdem'i işaret etti yerine. Bunun örnekleri geçmişte Piontek-Terim, Derwall-Denizli ile uygulandı Türkiye'de ve başarılar da geldi. Bir benzeri de Trabzon'da Şenol Güneş-Ünal Karaman koalisyonunda var gibi duruyor ama malesef Galatasaray'da böyle bir yapı yok. Fatih Terim tek güç gibi ve yardımcılarını da işaret etmiyor yerine. Tekrar İBB-Arif Erdem ikilisine gelirsek Arif Erdem'in başlarda çok da başarılı olduğunu söylemek zor ama sonuca bakarsak da İBB'nin play-off'da yer alarak zaten hedefledikleri yerde olduklarını görebiliriz. Yani bu ikili bozulmasaydı da İBB geçmiş yıllardaki yerini korurdu (ilk 5'in hemen altı). Demek ki artık yönetim hedef büyültme düşüncesine girmiş olacak ki Arif Erdem'le bunu başaramayacaklarını düşündüler. Karşılıklı anlaşmayla ayrılındığına göre demek ki Arif Erdem'in de başka planları var.
Bu iki haberin aynı başlıkta geçmemin nedeni ise ikisi için de Florya günlerinin başladığını hissediyor olmam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder